Akademiden fotoğrafa, Zonguldak’tan Amerika’ya uzanan fotoğraf yolculuğunda hayata ve fotoğrafa her zaman politik çerçeveden baktı Haluk Çobanoğlu. 12 Eylül darbesinden günümüze, hayatla, kendisiyle ve fotoğrafla ilgili dokunabildiğimiz konularda konuştuk.
dergiden
Rastgele
Readingli bu yetenek abidesi gençler her ne kadar medya onları yüzüstü bıraksa da yaptıkları müzik türünün hakkını en iyi şekilde verdiler! Bu ayki eskici konuğumuz Slowdive.
Büyük şehrin kargaşasından yazlık beldenin huzuruna taşınmak, yıllardır magazin programlarının aracılığıyla jet sosyetenin bayrağını taşıdığı bir eylemdi. Artık değil. Görsel tasarımcı Ahmet Coka Bodrum'a başarıyla yerleşirse hepimiz için ilham kaynağı olacak. Müstakbel idolümüzle Bodrum'a kaçmak üzerine konuştuk.
Serra Akcan, Eren Aytuğ, Mehmet Kaçmaz ve Tolga Sezgin ile bir Taksim akşamında, NAR çatısı altında buluştuk ve ajansı temsilen kendileri ile konuştuk.
Eski Türk filmlerini sevenler hatırlar belki, Kızıl Vazo’yu? Hani kan davalı iki ailenin çocuklarının aşkına dayalı Hülya Koçyiğit ve Murat Soydan filmini? Ancak Muazzez Tahsin Berkant ve Kerime Nadir kıvamında sayarsanız sadece buna bakarak Peride Celal’i, haksızlıktır bu. Geliniz, bakınız, bilmediğinizi öğreniniz.
Barselona deyince akla gelen ilk sanatçılardan birisini, Joan Miro’yu sayfalarımıza taşıyoruz…
Fırıldak Ailesi, Koca Kafalar, Çınar, Grafi2000… Hepsi hemen bizi tek bir isme götürüyor: Varol Yaşaroğlu. Kendisiyle son projesinden, çizgi dünyalardan, İstanbul’dan, İzmir’den bahsederek bambaşka bir dünyaya girdik. Bol bol da güldük. Varol Yaşaroğlu Boo! Dergisi’ne anlattı…
Amerikan Polisiyesinde bilinen ilk isim Dashiel Hammett’tır, öncesi İngilizlerin taklidi olarak bilinir çünkü. İkinci isim ise, her daim Hammett’i anan Raymond Chandler.
Kırmızı halılar serilsin, tüm spotlar yakılsın! Bu ay sayfalarımızdan ikisine, 70’ler ve 80’lere damgasını vuran, modern zamanlar klasikleri arasında önemli bir yeri olan efsane grup Queen konuk.
Kapını çalıyorum ey okuyucu, bir borcu ödememe tanıklık et diye. Her ne kadar ödense de, eksik kalacak bir borcu azaltmama yardım et diye. O bana erken, ben ona geç kalsam da “Ben de buradayım” diye…
Diyelim ki bir karaoke gecesine katılacaksınız. Ortamdaki herkesin şarkı söylemesinin de zorunlu olduğunu varsayalım. Bazılarına göre cehennemden farksız olan bu durumdan nasıl kurtulursunuz? O vakit biraz ipucu verelim:
Risk almayı seven Bel Canto, Nordik ülkelerin elektronik müziğinin şekillenmesinde önemli bir yere sahipti. Norveç deyince akla ilk gelen grup değillerdi belki, ancak günümüzdeki ‘butik elektronik grupların’ orijinal işler çıkarmasında fitili ateşleyenlerin başında yer alıyordu.