Dergimizin sayılarını yayınladığımız issuu.com sitesi Türkiye'de yasaklandı. Bir telif uğruna bütün bir hizmetin engellenmesini kınıyoruz. Bizi okumak için VPN'lerinizi açmayı unutmayın.

Boo! İkinci Dönem Altıncı Sayı

Bu sayıyı şimdi okumak için tıkla!

İkinci dönemin altıncı sayısı yayına girdi! A4 ebadında, kültür-sanat içeriğiyle dolu 84 adet sayfa ile ikinci dönemimizin altıncı sayısını isterseniz hemen internet tarayıcınız üzerinden okuyabilir, Patreon üzerinden aboneyseniz PDF biçiminde arşivleyebilir, bilgisayardan okuyacağınız şeylerin sürekli çıktısını alıyorsanız toner/kartuş dostu yazdırılabilir sade sürümümüzü indirebilirsiniz. Bu arada, altıncı sayıdan öne çıkan başlıklar şunlar:

Odylle (özel röportaj)
Hollandalı müzisyen Fleur Odylle, İstanbul’a geldi, bir daha gidemedi. Hayallerini gerçekleştirmenin yolunun nereden geçtiğini iyi bilen müzisyen, siz sevgili okuyucularımız için sorularımızı yanıtladı ve “İstanbul Bana Ne Yaptın?” sorusunun ötesindeki hikayesini anlattı.

Masis Aram Gözbek (özel röportaj)
Önce “metroda caz” videosuyla, sonra da Avusturya’da Koro Olimpiyatları’ndaki şampiyonluklarıyla adından söz ettiren Boğaziçi Caz Korosu şefi Masis Aram Gözbek ile röportajı okumaya sadece birkaç cümle uzaklıktasınız. Röportajda Masis’in en ayrıntıcı, en mükemmeliyetçi hallerinden bahsettik. Koca bir akşam durmadan süren sohbetimizin sonunda şuraya vardık ki, Masis’in daha yapacak çok işi var.

This Will Destroy You (özel röportaj)
Young Mountain EP’si ile Rock Sound dergisi tarafından yılın albümü, ilk stüdyo albümleri ile de aynı dergiden yılın en iyi beşinci albümü ödülünü alan This Will Destroy You’nun altın çağı geldi. 2011’de Tunnel Blanket albümleri ile post-rock üzerinde ne kadar etkili olduğunu ispatladılar. Her albümünde farklı bir yolculuk sunan grup ile kısa bir röportaj yaptık.

FABİSAD (özel röportaj)
Geçtiğimiz aylarda Fantazya ve Bilimkurgu Sanatları Derneği (FABİSAD) adında bir dernek kuruldu. Gücünü hayal gücünden alan bütün insanlara açık olan dernek şimdiden, çeşitli alanlarda (yazar, çizer, editör, yönetmen, yayıncı, oyun yapımcısı…) üretken isimleri bir araya getirdi, büyümeye de devam ediyor. Doğu Yücel’in Varolmayanlar romanındaki hayalperest örgüt gibi, gerçekçilerin dünyasına hayalleriyle müdahale etmeyi arzulayan dernek şükür ki henüz romandaki gibi gizli değil, üslerini araba mezarlığına saklamıyor. Hayal gücünü kutsayan ve üreten herkes üyeliğe veya gönüllülüğe başvurabiliyor. FABİSAD adına Yücel, sorularımızı cevapladı…

Göktuğ Şahin Musikisi (özel röportaj)
1999’da Soulitary ile ODTÜ’de başlayan sahne hayatını, 2003’te Dem adlı projesi ile devam ettirerek; tabiri caizse Ankara müzik piyasasını canlı performansıyla sallayan Göktuğ Şahin yeniden “dem”lendi. Üç kişilik bir organizma olarak tanımladığı yeni oluşumu ile “fırtına” gibi giriyor dünyamıza…

Salzburg ve Tirol
Yolumuz bir haftasonu Avusturya’nın batısına düşünce…

Süleyman Orbay Pekşen (portfolyo)
Bir dönem dil okuyup müzikle uğraştıktan sonra kendini fotoğrafçılıkta bulan Süleyman Orbay Pekşen, bu sayıda en sevdiği fotoğraflarıyla birlikte konuğumuz oldu.

Fotoğrafta Tipoloji
Her şeyin bir tipolojisi var; gözle görüp birbirine benzetebildiğimiz, kendimizce ayırıp birleştirebildiğimiz kısaca sınıflandırabildiğimiz her şeyin. Peki fotoğrafta tipoloji nasıl oluyor? Çektiklerimizden mi bir tipoloji oluşturuyoruz, yoksa aslında var olan tipolojileri mi kaydediyoruz?

Sinemada Dans Kavramı, bölüm 2
Geçen sayıda başlayıp, “devamı gelecek sayıya” diye vaat etmediğimiz dosyaya kaldığımız yerden devam ediyoruz. Yine bol miktarda film ve akıllara kazınan dans sahneleri…

Post-Empresyonizm ve Sonrası
‘Van Gogh Alive’, ‘Rembrandt ve Çağdaşları’ ve son olarak ‘Goya, Zamanının Tanığı, Gravürler ve Resimler’ sergisi derken şu sıralar birçok ressam ülkemize uğruyor. Bahsedilen sanatçılarla sınırlı kalmayacağını düşündüğümüz sergilerin de etkisiyle, ileride ülkemizi ziyaret edebilecek ressamların beslendikleri akımların birkaçından bahsetmenin tam sırası.

Artemis
Pek çok inanışta farklı yansımaları olan Artemis’i misafir ediyoruz bu sefer, burada. Yunan mitolojisinde ölümsüz bakire, tabiat koruyucusu, çevik bir avcı kadın; Anadolu’da bolluğun bereketin, dölün simgesi ana tanrıça Kibele’nin yansıması omzundan göğsüne memeli bir figür, geceleri yolumuzu aydınlatan ay.

Charles Dickens
Belli bir yaşın üstünde olanlar özellikle gayet iyi tanır onu, çocukluğumuzun en ürkütücü okul hikayeleridir çünkü onunkiler. Zeytin gözlü Oliver Twist’in, acı ve sabır dolu Büyük Umutlar’ın yaratıcısı usta Charles Dickens’tan bahsediyoruz bu ay.

Ronnie James Dio
Bir bakıma heavy metalin babasıydı. Kendisinin aile geleneğinde nazara karşı yapılan el hareketi bütün bir müzik sahnesinin simgesi oldu. Hangi grupta yer aldıysa oradan en az bir tane efsane albüme imza attı. İki yıl önce 16 Mayıs’ta Dio’yu kaybettik. Kendisini anmanın yanında, geç bulup çoktan kaybedenler için kariyerini anlatalım istedik.

Blonde Redhead – Blonde Redhead
Müzikal geçmişi yeni nesil ile yaşıt olan Blonde Redhead, Japon Kazu Makino ve İtalyan ikiz kardeşler Amedeo Pace ve Simone Pace üçlüsünden oluşuyor. Kazu Makino’nun güçlü vokalleri grubun en büyük kozunu oluşturuyor. Kadife sesi bir anda çok ince tonlara bile çıkabiliyorken dinleyicilerinin eşlik etmesi ise oldukça zor. Duygu yoğunluğu had safhada olan müzikal yolculuklar sunuyor Blonde Redhead.

The Prisoner
Televizyonun zaman zaman “aptal kutusu” maksadını aşıp, karşısındakileri saksıyı çalıştırmaya teşvik ettiği anlar, tarihi anlardır. Gözlerimiz yaşararak karşıladığımız bu nadir anlara The Prisoner ile de tanık olmuştuk. Özgürlüğü sorgulama olimpiyatlarına hoş geldiniz…

Fyodor M. Dostoyevski – Öteki
Rus Edebiyatının büyük ustalarından (kimileri için en büyüğü hatta) Fyodor Mihailoviç Dostoyevski, Öteki’de bu sefer akıl hastalığının karanlık çukuruna düşmüş hastalıklı bir zihni öyle bir betimliyor ki edebiyatın da ötesine geçerek okura deliliği resmediyor adeta.

Mass Effect 3
Bekleyiş sona erdi ve BioWare, Mass Effect serisini sonlandıracak olan üçüncü oyununu piyasaya çıkarttı. Son 10 yılın en iyi yazılmış bilimkurgularından birisi olan Mass Effect serisinin üçüncü oyunu hikayeyi sonlandırırken, oyunun kendisi değil fakat hikayenin sonu daha uzun yıllar tartışılacak gibi. Fakat uyaralım, oyunu bitirmediyseniz bu yazıyı okumayın, çünkü çok bir şey anlamayacaksınız!

Dahası var!
Kadir Aydemir ile kitaplığı ve okuma alışkanlığı üzerine… Moda tasarımcısı Emre Tamer ile kahve eşliğinde iki çift laf etmece… “Kanlı Düğün” filminin efsane sahnesi, Meral Okay, Lomografi, Hıbır, Şehir Tiyatroları, The Wonder Years, önümüzdeki ay gerçekleşecek etkinliklerden haberler, yeni albümler, vizyon filmleri, kitaplar, oyunlar… Hala bitmedi, açın gerisini okuyun işte!

Internet üzerinden. Ücretsiz. 2006’dan bugüne aralıklarla, dönemler halinde çıktık. Yaratıcı ve kültürel ortamlardan etkinlikleri, sanatçıları, eserleri anlatan yazılar yazıyoruz. Yeni sayı çıkarmaya yakında devam edeceğiz. Buyrun!

Daha Fazla İçerik
Sisters of Mercy