Eski Türk filmlerini sevenler hatırlar belki, Kızıl Vazo’yu? Hani kan davalı iki ailenin çocuklarının aşkına dayalı Hülya Koçyiğit ve Murat Soydan filmini? Ancak Muazzez Tahsin Berkant ve Kerime Nadir kıvamında sayarsanız sadece buna bakarak Peride Celal’i, haksızlıktır bu. Geliniz, bakınız, bilmediğinizi öğreniniz.
Katıldı11 Ekim 2019
Yazılar9
İlham perileri dediğimiz esereklidir, kimi gelir, kimi gelmez. Neye küstüğünü anlamazsınız. Derler ki hep bir ağızdan; “3 – 7 – 9, hiç aramayın ilham perilerini, biz aslında yokuz!”
Amerikan Polisiyesinde bilinen ilk isim Dashiel Hammett’tır, öncesi İngilizlerin taklidi olarak bilinir çünkü. İkinci isim ise, her daim Hammett’i anan Raymond Chandler.
Çınlıyordu gök, savaşçılar doldurmuştu alanı. Truva yıkılmamış, direniyordu. Bir tek insanların değil tanrıların da kavgasıydı Truva. Sadece Hector, Achilleus, Paris değil Athena, Ares, Zeus ve Hera’da oradaydı aslında. Sadece, hepsi bunu bilmiyordu, o kadar… Diomodes’in vuruşuyla yere düştü Ares ve o zaman anladı oradaki tek Olympos’lunun kendisi olmadığını…
Kirpiklerine aşk tozu serpilmişlere dünya aşktan ibarettir. Ne mutlu onlara ki her daim umuttur dünya. Hem heyecan, hem yürek çarpıntısı, hem tutku... İşte bundandır ki üçüncü kuşak tanrılarla başlarken yazmaya Afrodit’ten çıkmak gerekti yola.
Leyla ile Mecnun’un at adamından tanırsınız belki sentörleri. Aslında Dionysos’un dostları ve hizmetkârıdır onlar. Gövdesinin yarısı at yarısı insan efsanevi yaratıklar.
Renklerden söz ederken bile gizli bir hüzün varsa işin içinde, o işin altındaki imza başucumuzda duran Büyük Saat’in tıkırtısıdır, Kayayı Delen İncir’dir, Turgut Uyar’dır.
Dünya yıkılır, yeniden kurulur. Yıkılır, yeniden kurulur. Yıkılır, yeniden… Anka Kuşu hep oradadır, dünya var olmaya başlamadan önce ve dünya yok olduğunda. Çünkü sonsuz yaşamdır Anka, yeniden doğuş.
Kapını çalıyorum ey okuyucu, bir borcu ödememe tanıklık et diye. Her ne kadar ödense de, eksik kalacak bir borcu azaltmama yardım et diye. O bana erken, ben ona geç kalsam da “Ben de buradayım” diye…